Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

18 Şubat 2014 Salı

Cüneyt Özdemir Çok Erkeksin Keşke Ölsen!


  Geçen akşam Cüneyt Özdemir'in hazırlayıp sunduğu 5N1K programının konuğu bildiğiniz üzere HDP İstanbul Eş Başkan Adayı Pınar Aydınlar'dı. Birçok haber kaynağında ve sosyal medyada durmadan Cüneyt Özdemir'in soruları karşısında Pınar Aydınlar'ın "köşeye sıkıştığı" ya da "çırpındığı" yazıldı. (izlemeyenler için kısa bir bölüm)
   Henüz program sürerken ertesi gün atılacak başlıkları tek tahmin eden Cüneyt Özdemir olamaz. Öncelikle Pınar Aydınlar'ın öyle "köşeye sıkıştığını, çırpındığını" falan düşünmüyorum; klasik anaakım medya manipülasyon cümleleridir bunlar. Onunki çırpınmaksa bunca yıldır izlediğimiz onca 'siyasetçi'yi tanımlayacak kelime bulamayız. Pınar Aydınlar'ın bir hazırlıksızlık ve yetersizlik durumu vardı evet, nitekim programdan sonra bunu kendisi de dile getirdi. Fakat asıl değinmek istediğim konu Cüneyt Özdemir'in erkekliği.
  Görüldüğü üzere Pınar Hanım Türkiye'deki alışıldık "sosyalist kadın" formuna görüntü ve tarz itibariyle aykırı bir kadın. Kendisi öncelikle bir müzisyen, sahne sanatçısı. Buradan da kalma alışkanlıklarla kişisel bakımına önem veriyor, saçlarını boyuyor, makyaj yapıyor, giyim kuşamına dikkat ediyor. Genç, henüz siyasette yeni, öğrenmeye çabalıyor, en önemlisi de güleryüzlü. Yolun bu kadar başındaki birinden belediyecilik konusunda ısrarla teknik ayrıntılar istemek acımasızca olmasına rağmen Aydınlar HDP içerisindeki yapılanmayı ve ekoloji komisyonunu Özdemir'e anlatmaya çabalıyor. Diyor ki; teknik anlamda pek yeterli değilim lakin bu konuda çalışan komisyonlarımız mevcut. Buna rağmen program boyunca Cüneyt Özdemir yüzündeki o alaycı gülümsemesiyle halkın gözündeki "süslü kadın başka şeyden anlamaz" argümanını yedirdikçe yediriyor. Çünkü bilinçaltı kadınsı -dişil- olana karşı önyargıları, erkeklik ve erkeklik kompleksleriyle dolu. Fark ediyoruz ki bu erk psikolojisinin öyle akademik eğitimle pek düzeltilebilir yanı yok. Özdemir'inki toplumda yaygın olan "eğitimlinin bastırılmış cinsiyetçiliği"nin açığa çıktığı bariz anlardan biriydi yalnızca.
  Politikaya girerken özellikle sosyalist kadınlardan gizli bir anlaşmaymışçasına en başta, tabiri caizse kadınlığını bir kenara bırakması, maskülen giyinmesi, maskülen tavra sahip olması bekleniyor. Çoğu kadın da maalesef bu yüksek zümreye kendilerini ciddiye aldırmak, kabullendirmek adına bu erkek hegemonyasına -belki bilinçsizce- boyun eğmek zorunda kalıyor.
  Tüm bunların yanında hem haksızlığa karşı duyarlı, bir şeyleri değiştirmek için çaba gösteren, politika yapmak isteyen, hem de kadın kimliğini bastıra bastıra yaşayanlar da tek tük çıkıyor. Bu durum  Cüneyt Özdemir gibi 'adam'ların zavallı erkek egosuna öyle ters geliyor ki; her türlü aşağılayıcı tavrı sergilemekten çekinmiyorlar karşılarında. Çünkü seyirciyle aralarında gizli bir konsensus var, yadırganmayacağını biliyor. Nitekim program sonrasında beklendiği gibi yorumlar yalnızca Pınar Aydınlar'ın süsten püsten siyasete vakit bulamadığı, aslında "elinin hamuruyla belediyecilikte ne işi olduğu" yönünde şekilleniyor.
   Durumu özetlemek için tek ve net bir soru; bu pek zavallı erkeğin konuğu bir hemcinsi yahut bir muktedir, hepsini geçtim; alışıldık normlarda bir kadın siyasetçi olsa aynı pis gülümsemesini yüzünden eksik etmeyerek aynı çirkin tavrıyla sürdürür müydü programını?
   Sendeyiz Cüneyt Özdemir?