bugün sizlere Adnan Abi'den bahsedeceğim.
Adnan Abi ile tanışıklığımız öyle pek eskilere dayanmıyor.
fakat şimdiye dek tanıdığım en acayip adamlardan biri.
kendisinden biraz bahis etmem gerekir ise;
55 yaşlarında, kahverengi saçlı (boya olabilir), post bıyıklı ve ufak tefekçe bir bar müzisyeni. şarkılarını genelde 'ağlamalı' söylüyor.. bara gelenleri pek tatmin ettiği söylenemez, hatta kimi zaman müşteriler şöyle bir içeri bakıp çıkıyorlar. kendisine eşlik eden bayan vokal, Adnan Abi'nin bir türlü yeni şarkılar çalmayı öğrenememesinden oldukça şikayetçi. çünkü yaklaşık 3 yıldır, ayı mekanda, aynı şarkıları çalıp duruyorlar. mekan sahibi Adnan Abi'ye kızıyor, yine de onu yollamaya gönlü razı gelmiyor. fakat o, değerini bir gün tüm dünyanın anlayacağından ve insanların ne kadar 'cahil' olduğundan söz ediyor. usulca "haklısın Adnan Abi" diyorum.
Adnan Abi uysal görünümlü, buna istinaden içerisinde fırtınalar kopan ve görebileceğiniz en alıngan adam. bir akşam kendisiyle şöyle bir diyaloğumuz oldu;
-selamlar Adnan Abi, n'örüyon?
-iyi be Kardelen, ne yapalım, takılıyoruz..
-aa, bu akşam yalnız mı çalıyorsun?
-...
-?
-...
-Adnan Abi?
-ben yalnız başıma çalamıyor muyum he? ben Sema olmadan bir hiç miyim? insanlar beni dinlemeye gelmez mi yani? sen şim...
-Adnan Abi dur! ben Sema'yı göremeyince sordum, yani öyle sordum, yani muhabbet etmek için ben..
-söylediklerinin nereye gittiğine dikkat et.............
(yanımda Emre diye bir arkadaş var bu arada, Adnan Abi'den korktuğu için onunla hiç konuşamıyor)
(Emre'ye dönüyorum)
-Emre, ben yanlış bir şey mi söyledim şimdi?!
-sıçtık...
neyse, Adnan Abi'nin sahnesi geliyor, kurtuluyoruz.
yarım saat sonra Adnan Abi yanıma gelip felsefeyle ilgilenip ilgilenmediğimi soruyor. diyorum "severim felsefeyi, okumaktan keyif alırım".
-felsefeyi bir hobi olarak görmen çok yanlış. ne demek "keyif alırım" ?
-Adnan Abi ben severim yani, yani güzeldir felsefe, iyid.. Adnan Abi sen n'aapıyon ya. yeter valla burama geldi, burama!!
(Adnan Abi yine "kimse beni anlamıyor........" bakışı atıp barın önüne geçiyor.)
biraz sonra yanıma gelip eski "hanım arkadaşı"nı anlatmaya başlıyor. ben sanıyorum ki, romantik bir hikaye anlatıp yeni neslin haytalıklarından dem vuracak...
-ya işte sonra biz bununla ayrılınca facebookta bi durum güncellemiş, benim sevdiğim bir filozofun sözünü yazmış. sonra yeni erkek arkadaşı beğenip yorum yazmış. ben de altına göz kırpan gülücük koydum, o da geldi bana laf sokuyor bak aklı sıra diyor ki....
Emre bana daha evvel Adnan Abi'nin bir "facebook kurdu" olduğunu söylediğinden, şaşkınlığımı dizginleyebiliyorum.
trajik soruyu bekliyorum mevzunun sonunda.
Adnan Abi sigarasından bir fırt çekiyor ve...
-senin facebookun var mı? diye soruyor.
"yok" diyemem, Adnan Abi bu, denmez.
-va.. var Adnan Abi... ama ben pek girmiyorum ya :))))
-tamam sen kullanıcı adını söyle, bu akşam gir kabul et beni.
söylüyorum, hemen ekliyor. akşam dediği gibi kabul ediyorum.
anında mesaj atıp halimi hatrımı soruyor. ders mers çalıştığımı söyleyip geçiştiriyorum.
sabaha karşı da chatten yazdığıyla fırlıyorum yataktan.
bu kadar anlattıktan sonra facebookundan aldığım bir fotoğrafıyla da gönüllerde taht kurmak isterim. (Adnan Abi şunları yazdığımı bilse beni pompalı tüfekle kovalar namussuzum)
bu adnan abi rakıdan başka bişey içmiyodur varya. çok haşin duruyor gönüllere taht kurar cinsten:)
YanıtlaSilaynen aynen!! yalnızca rakı içer.
YanıtlaSil